Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
20'li yaşlarda iseniz; sınavdan sınava koşan, yoğun ve yorgun aynı zamanda hayata geliş amacının sorgulayan yılların demlerindeki gençsiniz demektir. Aradığının ve bulduğunun birbiriyle bağdaşmadığı, kafası karıştırılmış bir genç... Kalbi hiçbir şeyle teselli olmayan ama adeta tuzlu su ile kanmaya çalışır gibi dalalet içi dalaletlere sürüklenen bir yelden... Oysa gençliğe seslenmişti Peygamber (s.a.v). Öyle ki hala hakikati arayan, ruhu genç olan, gençliği arayan bir nesle... Bir şifa gibi ömrünü bize sunup da gitmişti o Resul (s.a.v).
( Marques de Sade > Max Stirner > Nietzsche )
_Ben düşüncesizim. _Hiçbir şey benden üstün değildir! Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir. _Benim eylemlerimi komuta etmek, nasıl davranmam gerektiğini söylemek hiç kimsenin üstüne vazife değildir. _Ben tamamlanmamış bir tinim ve mükemmel tin için çaba göstermeliyim.
Reklam
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
_İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır! _Sessizce bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, gevezeden daha üstündür. _Her ormanı boş sanma, belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur. _Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir. _İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok
_Gazeller_ _Keşke uyuyabilseydim de, rüyada yüzünü gösterseydin. _Ey bütün maddî varlığından kurtulup, sadece baştan ayağa nür olan azîz varlık, yıldızlar bile seni görüp kendilerinden utanıyorlar. Senin cevherin kuyumcuda müşterilerce pek beğenildi. Yani asaletine, rühî güzelliğine, Hakk aşıkları hayran oldular. _Avareliği, bir bir şerbet gibi
Acı ne yapar? Ben ne yaparım ?
‘’Her acıyla kalbi küçülen insanlar olduğu gibi her acıyla kalbi büyüyen insanlar da vardı.’’ O zaman ; İnsanların deneyimlerine göre çıkardıkları sonuç farklı oluyor o zaman soruyorum doğrulukta yanlıştıkta insanlara göre şekil alan bir durum haline gelmez mi ? Ona göre düşüncelerimiz bizi aynı şeyi yaşasakta farklı yola sokmaz mı ? O zaman doğru birdir diye öğrendiğimiz şey kime göre doğru olmaz mı ? BK.
Reklam
Hakikati ararız, fakat güzele bayılırız. Arayan akıldır, bayılan ruh.
"Hakikati ararız, fakat güzele bayılırız. Arayan akıldır, bayılan ruh. Tenkit san'at eserlerinin güzellik sırrını çözmek için çırpınır. Çözemez, bulamaz, anlayamaz, fakat ruh, ucu şüphesiz Allah'a kadar varan bu meçhul önünde haz, baygınlıkları geçirir.."
Hakikati ararız, fakat güzele bayılırız. Arayan akıldır, bayılan ruh.
BEN'İN KENDİNİ İDRAKI...
- "Ben, kendim, şuur, akıl" diyoruz, bunlar aynada varlık ispatını göstermek gibi, farkında olunacakların varlık zaruretini gerekli kılan, kendi "farkında olan" varlığını o zarurete bağlı gören anlayış açısından bakıldığında, şahsiyeti tasavvurdan ziyade, varlığı idrak, sirayet ve ihatada arayan anlayıştır... "Farkında olunan"a dağılış ki, onun mücerretleşmesi boyunca mücerretleşen "ben, kendim, şuur, akıl, ruh"; ve "farkında olan" da mücerret bir şahsiyet. "Her şeyden önce kelâm vardı!" hikmetine, "farkında olunan" ları kaybedesiye bir tecrit içinde, onları sadece kelimelere teslim eden ve bunu âdeta varlığın var olduğunun ispatının son tutamak noktası sayan bir eriş; şu şekilde ki, her şeyden sonra kelâmın kalması, "farkında olan"ın KELÂMÎ oluşunu gösteriyor. İşte başı ve sonuyla böyle bir bütünlük içinde gayb olan "farkında kişi" ve "farkında olunan", yâni şahsiyet ve topyekûn varlık, son tutamak noktası diye kelâmda, onun da özü olarak şiirde, mevcut ve hakikat oluyor. İşin doğrudan şiire âit meseleleri bir yana, "şahsiyet" ve "farkında olan" yerine "şiir"i koyan anlayış budur; şahsiyet ve şahsiyet olduğu kadar nesne ve nesneleştirmelerinde "gayb" olmuştur. "Gayb"ın nitelenişi, hakikati, ona yakınlık ve uzaklık dereceleri, ne dersen de "ben'in kendini idrak"i meselesinin hep ortada duruşu vesaire bir yana, Fuzulî'nin mısraı işin dar ve geniş mânasını hakikatiyle perçinliyor: - "Ben kimim, sakî olan kimdir, mey dostları kimlerdir?"
Sayfa 73 - 74, 2.Levha, -Erkek ve Kadın- (Erkek ve Kadın), İBDA Yayınları-Kitabı okudu
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.